“Tek bir damlayım…” dedi yağmur damlası, “tam ortasında bir kuraklığın,umutlarımdır parıldayan ve gerçekliktir umutlarımın üstüne yansıyan”… “Saydam bir sessizliğim, asılı kalmışım havada…”dedi su damlaları, “çağıldayan bir su birikintisine ramak kala ulaşmaya, buz kesmişim, çağırıp durur beni bekleyen geçmişim…”
“Söyleyin bana,hangisi daha çok acıtır?” dedi yağmur damlası, “çorak bir toprağa karışmak mı, buharlaşmak mı tekrardan o topraktan havaya, bir bulut olup kimi zaman gene yağmak aynı kuraklığa, kıramamak mı döngünü ya da herhangi bir döngüye sıkı sıkıya bağlı olmak mı?”. “Zor işin” dedi su damlaları, “ancak unutma, gör bak halimize, donup kalmak da var koca bir hayatın akışının yanında, yoktur daha zoru hayatta, devinip dururken bir şeyler, bakakalmak “O”na…” Sustu her ikisi de, gitti biri devinip duran döngüsüne, geri döndü kalışlarına diğeri donuk bakışlarıyla… İç çekişler kaldı geriye, bu çapraz karşılaşmada, “Hayat…” dediler, devam ettiler “Hayat”larına…
İlkayCeyhan
28 Aralık 2008
İstanbul
28 Aralık 2008 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
yoktur daha zoru hayatta, devinip dururken bir şeyler, bakakalmak “O”na…
budur.. yorumsuzum!..
hangisi daha çok acıtır...
sanırım hepsi..ama üstad'ın dediği gibi "acı çekmiş olabilirim ama bir hayalimi gerçeklerştirdim..."
sevgiler
Yorum Gönder